Bee Goddess’ın yaratıcısı, sembollerinden, tılsımlarından, en önemlisi de kalbinin ona açtığı yoldan güç alarak zirveye çıkıyor. O, Bee Goddess mücevher markasının odağına kadını yerleştirmeyi ve felsefesiyle pek çok kadının hayatına dokunmayı başardı. Ve tüm bunları bir Türk kadını olarak gerçekleştirdi. Niyeti, şifa, güzellik,

Harry Winston, bu kez değerli taşların şeker renkli dünyasına doğru keşfe çıkarıyor bizleri. Markanın nadir ve benzersiz mücevherlere olan düşkünlüğünü vurgulayan bu yüzükler tabiri caizse olağanüstü tatlılıkta görünüyor. Winston Candy koleksiyonunda (harrywinston.com) merkeze yerleştirilen çarpıcı renklere sahip değerli taşlar, pırlantalar

“Amarante” bizleri doğanın gizemli kalbine doğru bir yolculuğa davet ediyor. Tropik “Spinel” sarmaşıklarına asılı damla kesim pırlantalı altın dalları güçlü bir kontrast yaratırken aynı zamanda tasarımın dengesini sağlıyor. Adler, farklı tatlarla birleştirdiği, kreasyonlarındaki kontrastların uyumuyla gözler önüne seriyor. Burada sahneye çıkan

Cartier, yeni mücevher koleksiyonu Clash de Cartier ile enerjik ve yalın tasarım ile özgün cazibe ve ciddi bir ruh arasındaki dengeyi kuruyor. Clash de Cartier’nin net çizgileri ve simetrisinin ardında oldukça karmaşık bir zanaatkarlık hüneri yatıyor. Ustalıkla tasarlanan bu mekanizma, tamamen

Urart, Kutsal Nil Akasyası’ndan esinleniyor ve doğanın baharda hayat verebilme gücünü simgeliyor. Bu ulu ağaç; iyileşme, gençleşme, stresten arınma, güçlenme gibi tüm tanrısal lütufları bir araya getirir, kötülükleri ve hastalıkları uzaklaştırıcı, ters güçleri önleyici, nazara karşı inançları temsil eder. Nil koleksiyonu, kişiliğini

Chopard’ın yeni High Jewellery koleksiyonu Magical Setting’te, mücevherciliğin en köklü klasiklerinden çiçek kümesi dinamik bir şekilde yeniden ele alınıyor. Chopard Eş Başkanı ve Kreatif Direktörü Caroline Scheufele, mücevherin kalbindeki duygusal gücün tamamını serbest bırakırken bir değerli taşın ruhunun derinliklerindeki yoğun ışığı